1.
ANATOMİNİN
TANIMI
Anatomi; vücudu meydana getiren organları ve bu organların yapılarını inceleyen bir
bilim dalıdır. Kendi içerisinde bölümlere ve sistemlere ayrılır. Bunlar;
1.1.
İskelet Sistemi
İskelet, kemikler ve hareketi meydana getiren eklemlerden oluşmuştur. Kalsiyum,
fosfor ve kollojen denen lifli bir maddeden oluşan kemikler, vücudun
sert ve güçlü iskelet
yapısını oluşturur.
Her kemiğin süngerimsi yapıda bir iç bölümü ve bunu çevreleyen sert ve sıkı yapıda
bir dış bölümü vardır. Kemiklerin çevresini örten tabakaya tıkız doku adı verilir. Üzerini
örten zar ise periost adını alır. Kemikler tek başlarına sert ve
hareketsiz olmalarına rağmen,
bir bütün olarak düşünüldüğünde insan vücuduna
çok geniş hareket olanağı sağlar.
İskelet sistemi; kan hücrelerini üreten, kalsiyum deposu oluşturan, vücudu ayakta
tutan, organları koruyan ve vücudun hareketini sağlayan başta 22, göğüste 25, omurgada 26,
üst ekstremitede 64, alt ekstremitede 62,
kulaklarda 6, dilde 1 adet kemik olmak üzere
toplam 206 kemikten oluşan bir sistemdir.
Resim
1.1 : İskelet sistemi
1.2.
Kemik Türleri
Kemikler şekillerine göre yassı, kısa ve uzun olmak üzere üç gruba ayrılır.
1.2.1.
Yassı Kemikler
Kafatası, sterneum (göğüs kemiği) ve scapula (kürek kemiği) yassı kemiklerdir. Bu
kemiklerin yüzeyleri geniş yapıları incedir. Görevleri
uzun kemiklere hareket esnekliği
sağlamak ve organları korumaktır.
1.2.2.
Kısa Kemikler
Omurgalar, el ve ayaklardaki kemikler kısa ve küçük
kemiklerdir. Görevleri
bulundukları organlara basit hareketler yaptırmaktır.
1.2.3.
Uzun Kemikler
Uzun kemiklerde bir gövde ve iki tane de uç
bulunur, bu uçlar eklemleri oluşturur.
Uzun kemiklerde merkezden çevreye doğru boyuna büyüme
görülürken, kısa kemiklerde
enine büyüme görülür.
Uzun kemiklerin iç kısmında kemik iliği bulunur ve kan yapımıyla görevlidir.
Kemik
iliği çocuklarda kırmızı iken yetişkinlerde sarı renkte ve yağlı görünümdedir. Uzun
kemiklerin gövdesi boyunca bir kanal oluşur buraya kemik iliği kanalı adı verilir.
En önemli uzun kemikler; humerus (kol kemiği) kolda ve femur
(uyluk kemiği) üst
bacakta bulunur, tıbia (kaval kemiği) ve fibula (kamış kemiği) alt bacakta bulunur.
1.3.
Baş Kemikleri
Beyin, duyu organları, solunum ve
sindirim sistemlerinin başlangıç bölümlerini dış
etkilere karşı koruyan kemiklere baş kemikleri denir. Baş bölgesinde, 14’ü kafada, 14’ü
yüzde ve 1 adet kemik dilin tutunduğu hyoid (dil kemiği) olmak üzere
(kulak kemikleri
dahil) toplam 29 adet kemik bulunur. Baş kemikleri kafatası ve yüz kemikleri
olarak 2
bölümde incelenir.
1.3.1.
Kafatası Kemikleri
Kafa boşluğunu çevreleyen, beyni içinde bulunduran kemiklerdir. Kafa yapısının
tavan ve tabanını oluşturan bu kemikler yassıdırlar ve hareketsiz eklemlerle birbirlerine bağlanmışlardır.
Kafa boşluğunun etrafında dördü tek, ikisi çift olmak üzere üç kemik bulunur. Tek
olanlar frontal (alın kemiği), etmoid (kalbur
kemiği), sfenoid (temel
kemik) ve oksipital (art
kafa) kemiğidir.
Çift olanlar ise, şakak kemiği (temporal) ve duvar kemiğidir.
1.3.2.
Yüz Kemikleri
Göz çukurları, ağız ve burun boşluklarını çevreleyen kemiklerdir. Yüz bölgesinde üst
ve alt çene olmak üzere iki parça bulunur. Üst
çenede 1 tane tek, 6 tane çift olmak üzere
toplam 13 tane kemik bulunur. Tek olan kemikler
vomer (soğan) kemiktir. Çift
olanlar ise,
masilla (üst çene kemikleri), palatinal (damak
kemikleri), zygomal (elmacık kemikleri),
tırnaksı kemikler, nasal (burun kemikleri) ve alt boynuzcuklardır. Alt çene kemiği mandibula
ise at nalına benzeyen tek kemiktir. Alt çene kemiği, zygomal (şakak) kemiklerine
oynar
eklem ile bağlanır.
Resim
1.2 : Yüz ve kafatası kemikleri
1.4.
Gövde Kemikleri
Omurga ve göğüs kafesi kemikleri vücut iskeletinin gövde bölümünü oluşturur.
1.4.1.
Omurga ( Columna Vertebralis)
Resim
1.3: Omurga
Kafa tabanından başlayıp, kuyruk sokumu bölgesine kadar uzanan 33-34 adet omurun
üst üste sıralanması ve bağlanması ile oluşan bir yapıdır. Normal yetişkin bir insanda
omurga, yandan bakıldığında ‘S’ harfi şeklinde kıvrımlar gösterir.
Omurganın görevi başın, gövdenin, göğüs ve karın boşluğunda bulunan organların
ağırlığını taşımak ve onlara destek olmaktır. Omurlar yapıları itibarıyla ortası boşluk olan,
dışa doğru çıkıntıları bulunan kemiklerdir. Omurların üst üste gelmesi ile bir kanal oluşur.
Bu kanal merkezi sinir sisteminin önemli bir
bölümü olan omurilik kanalıdır ve koruyuculuk
görevi yapar.
Omurga
beş bölümden oluşur.
Boyun bölgesi (
servikal) : 7 omur
Göğüs bölgesi ( thorasik) :12 omur
Bel bölgesi (lumbal) : 5 omur
Sağrı bölgesi (sacrum) : 5 omur
Kuyruk bölgesi ( cocsiks) :4 omur
Omurlar, taşıdığı yüke göre aşağıya doğru gittikçe büyür. Bel omurları en büyük
gövdeli omurlardır. Omurganın en çok hareketli bölümü boyun bölgesidir. Omurlar arasında
kıkırdaktan yapılmış yassı şekilde yastıklar vardır. İki omurun arasında eklem görevi yapan
bu yastıklara disk denir. Diskler yerlerinden bir miktar oynayıp yanlara kayabilir.
Bu duruma
herni (fıtık) denir.
1.4.2.
Göğüs Kafesi (Thoraks)
Resim
1.4 : Sternum (göğüs kemiği)
Göğüs boşluğu da denilmektedir. Göğüs kafesini önde sternum (göğüs kemiği) ,
arkada göğüs omurları ve bunların dışında kalan bölgelerde yer alan costea (kaburga)
kemikleri oluşturmuştur.
1.4.3.
Göğüs Kemiği
(Sternum)
Göğüs kemiği ön tarafta bulunan yassı ve 15-20 cm uzunlukta bir kemiktir.
Kaburgalar ve köprücük kemikleri ile eklem
yapar. Derinin hemen altında ‘hançer’ şeklinde
olan kemiktir.
1.4.4.
Kaburgalar (Costea)
Göğüs kemiğinin her iki yanında 12 adet kaburga vardır. İnce ve yassı kemikler olup
dışa doğru bükülü durumdadır, arkada göğüs omurları ile eklem yapar. Yukarıdan ilk yedi
çift göğüs kemiği ile eklem yapar. 8 , 9 ve 10 çiftler 7. çifte bağlıdır. 11 ve 12.
çiftlerin ön
uçları serbest durumda bulunur. Kaburgaların ön uçları kıkırdak yapıdan oluşmuştur. Bu
durum esneklik sağladığı için solunumu kolaylaştırır.
Resim
1.5: Kaburgalar
1.5.
Üst Ekstremite Kemikleri
Omuz, kol, ön kol ve el kemiklerinin hepsine
birden üst ekstremite kemikleri denir.
İnsan vücudunda iki taraflı üst ekstremite kemikleri vardır ve bir üst ekstremitede 32 adet
olmak üzere insan vücudunda toplam 64 adet üst
ekstremite kemikleri bulunur.
1.5.1.
Omuz Bölgesi Kemikleri
Omuz bölgesinde scapula (kürek kemiği) ve clavicula
(köprüçük) kemiği vardır. Her
iki omuzun arka bölgesinde bulunan kürek kemiği, üçgen şeklinde, yassı ve oldukça büyük
bir kemiktir. Her iki omuzun ön bölgesindeki
köprücük kemiği, kürek kemiği ve göğüs
kemiği ile eklem yaparak omuz ile göğüs arasında köprü görevi yapar. Ayrıca kol kemiği de
köprücük kemiği ile eklem yapar.
1.5.2.
Kol Kemikleri
Omuz ve dirsek eklemi arasında tek bir kemik
bulunur. Buna humerus (kol) ya da
pazu kemiği denir.
1.5.3.
Ön Kol Kemikleri
İki adet uzun kemik vardır. Avuç içi öne baktığında dış tarafta olan radius (döner
kemik) iç tarafta olan ise ulna (dirsek kemiği) dır.
1.5.4.
El Kemikleri
El; bilek, el tarağı ve parmaklardan oluşur. El bileğinde, iki sıra halinde dizilmiş sekiz
adet kısa kemik bulunur. Parmaklara doğru beş adet el tarağı uzanır. Başparmakta iki adet,
diğer parmaklarda üçer adet olmak üzere toplam on dört adet parmak
kemiği bulunur.
Parmak kemiklerinin hepsi kendi aralarında eklem yapar.
Resim
1.10: El kemikleri
1.6.
Alt Ekstremite Kemikleri
Kalça, uyluk, bacak ve ayak kemikleri alt
ekstremite bölümünde bulunur. İnsan
vücudunda iki taraflı alt ekstremite
kemikleri vardır. Alt ekstremitede toplam 62 kemik
bulunur ve bu kemikler vücudun ağırlığını taşıdıkları için sağlam yapıdadır.
1.6.1.
Kalça
Kalça kemiği, ilium (kalça kemiği), iskiyum (oturak kemiği), pubis (çatı kemiği)
denilen üç kemiğin birleşiminden oluşur. Arkada, iki kalça kemiği arasında sağrı kemiği
vardır. Önde ise kalça kemiği arsında ince kıkırdak yapı bulunur ve bu birleşim yerine
simfisis pubis denir. İki kalça kemiği ve sacrum (arka sağrı kemiği) arasında kalan boşluğa
pelvis denir.
Resim
1.11: Kalça kemiği
1.6.2.
Uyluk Kemiği (Femur)
Vücudun en uzun kemiği olan “femur”un
(uyluk kemiği) diğer uzun kemiklerde
olduğu gibi iki ucu ve bir gövdesi vardır. Üst ucu kalça kemiği ile eklem yapar, alt ucunda
iki yumru (lokma) vardır. Lokmalar
bacaktaki tibia (kaval kemiği) ile eklem yapar. Diz
ekleminin ön tarafında patella (diz kapağı kemiği) bulunur. Patella, kısa ve yassı bir
kemiktir. Ön yüzü hemen derinin altındadır. Arka yüzü ise
eklem yüzeyini oluşturur ve
uyluk kemiğinin alt ucu ile eklem yapar.
Resim
1.12: Uyluk kemiği (Femur)
1.6.3.
Bacak Kemikleri
Diz eklemi ile ayak bileği eklemi arasındaki iki uzun kemiğin oluşturduğu bölümdür.
Bu kemiklerden, ön ve içte olanına tibia (kaval kemiği), arka ve dış tarafta olanına fibula
(kamış kemiği) denir. Kaval kemiği vücudun en kalın kemiğidir. Kamış kemiği bacak
kasının içine gömülmüş halde bulunur. Kaval kemiğinin ön yüzü deriye çok yakın olduğu
için dışardan çok rahat fark edilebilir.
Resim
1.13 : Tibia (kaval kemiği) Fibula (kamış
kemiği)
1.6.4.
Ayak Kemikleri
Ayak bileği, ayak tarağı ve parmaklardan oluşan bölümdür. Ayak bileğinde yedi adet
kemik bulunur. Bunlardan iki tanesi iri
kemiklerdir. Bunlar, talus (aşık kemiği) ve calcaneus
(topuk kemiği) dir. Topuk kemiği ayağın arka alt kısmında, aşık kemiği üstte yer alır ve ayak
bileği eklemine katılır. Diğer beş kemik daha önde bulunur ve bunlardan beş adet ayak tarağı
kemiği uzanır. Elde olduğu gibi ayakta da başparmakta iki, diğerlerinde üçer adet küçük
kemik bulunur.
Resim
1.14: Ayak kemikleri
1.7.
Eklemler
Kemikler birbirlerine eklemlerle bağlanır. Eklemlerin
yüzeyleri eklem kıkırdağı ile
örtülüdür. Bazı eklemlerde, örneğin diz kapağı ekleminde meniskus oluşumu vardır. Bu
oluşum eklem yüzeylerinin birbirlerine daha iyi bağlanmasını sağlar. Omurlarda ise
diskuslar, diz kapağındaki meniskus oluşumunun görevini
yapar.
Eklem kapsülü sağlam bir bağ dokusundan yapılmış ve eklem bağları halinde eklemin
çevresini sıkı şekilde sarmıştır. Bazı eklemlerde ise bağlar eklem içine kadar uzanmıştır.
Eklem kapsülünün iç kısımda ince ve yumuşak bir zar bulunur.
Bu bölüm damarlar ve
sinirler yönünden zengindir. Eklem aralığını doldurup yüzeylerin
kayganlığını sağlayan
eklem sıvısı sürtünmeyi azaltır. Eklemi oluşturan tüm yapıların sağlıklı olması, iskelet
sisteminin doğru çalışmasını sağlar.
Eklemler fonksiyonlarına göre gruplandırılır.
1.7.1.
Hareketsiz Eklemler
Resim
1.15 : Kalça eklemi
1.7.3.
Hareketli Eklemler
İnsan vücudunun hareketini sağlayan eklemlerdir. Ancak bütün hareketli eklemler
aynı oranda hareket olanağı sağlamaz. Eklem yerindeki kemiklerin ucundaki yüzeyler
kıkırdakla örtülüdür. Buna eklem kıkırdağı denir. Bir kemikten
diğerine uzanan bağ
dokudan yapılmış eklem bağları vardır. Eklem yerinde birleşen iki kemiğin uçları eklem
kapsülü ile sarılmıştır. Eklem kapsülünün
içindeki boşlukta eklem sıvısı mevcuttur. Eklem
yerine kayganlık sağlayan bu sıvı, eklem yüzeylerinin zedelenmesini ve sürtünmesini önler.
Bazı eklem yüzeyleri arasında disk ya da menüsküs denilen kıkırdak dokudan yapılmış özel
yapılar bulunur.
Hareketli eklemler; omuz eklemi, dirsek eklemi,
el bileği eklemi, kalça
eklemi ve diz
eklemidir.
Resim
1.16 : Omuz eklemi Resim 1.17 : Dirsek eklemi
Resim
1.18: El bileği eklemi
Resim
1.19 : Kalça eklemi Resim 1.20 : Diz eklemi
1.7.4.
Omuz ve Kalça Kemeri
Omuz kemeri üst ekstremiteyi oluşturan ve serbest
bulunan kol, ön kol ve el kemiklerini omuz bölgesinde gövdeye bağlayan kısımdır. Omuz kemiklerinde
iki taraflı olarak scapula (kürek kemiği) ve clavicula
(köprücük kemiği) vardır.
Kalça kemerinde ise iki taraflı olarak üç kemik
bulunur. Bunlar; ilium (kalça kemiği),
iskiyum (oturak kemiği) ve pubis (çatı kemiği) dir. Genel ismi
ise pelvis (leğen kemiği) dir.
2.5. Mimik Kasları
Resim
1.22 : Kalça Kemiği
2.
KAS SİSTEMİ
Vücudun hareketi için iskelet sistemi, eklemler
ve kas sistemi bir bütün oluşturur.
Kassal hareketliliği sinir sistemi sağlar. Beyin ve omurilikteki sinir hücreleri kaslara uyarıları
vererek hareketi başlatır ve sürdürür.
İnsan vücudunda yaptıkları işe göre büyüklüğü ve şekli değişen 600’ den fazla kas
bulunur. Bu kasların ortak fiziksel özellikleri uyarılabilme, kasılabilme, esneklik, uyarıları
iletme ve vizkozite (kasın kendini zorlayan
kuvvete karşı
gösterdiği direnci) dir.
Görevleri
ise, yürüme, koşma, ağırlık taşıma vb. hareketi sağlamak, iskeleti ve iç organları korumak,
soğuk havalarda iskelet kasının istem dışı kasılmasıyla ısı üretimini sağlamaya çalışmaktır.
2.1.
Kas Tipleri
İnsan vücudunda üç ana tip kas vardır. Bunlar; iskelet kasları ya da çizgili kaslar (bilinçli olarak kontrol edilebildikleri için
istemli kaslar), düz kaslar ya da çizgisiz kaslar (bilinçli olarak kontrol edilemedikleri için
istemsiz kaslar ) ve kalbin özelleşmiş kas dokusu olarak gruplandırılır.
2.1.1.
Düz Kaslar
Lifleri çok ince olduğu için çizgisiz kas
olarak değerlendirilir. İnsan, yaşadığı süre içersinde bu kaslar istem dışı çalışmaya devam eder.
Mide, bağırsak, solunum
sistemi ve kalp gibi iç organların hareketini sağlayan kaslardır.
Resim
2.1 : Düz kas
2.1.2.
Kalp Kası
Resim
2.2: Kalp kası
Kalp kası ayrı bir grupta değerlendirilir, çünkü çizgili kas olmasına rağmen istem dışı çalışıp çizgisiz kas özelliği gösterir.
2.1.3.
İskelet Kası
İskeleti oluşturan kemiklere yapışık olarak bulunan bu kaslar istemli çalışır. İskelet kasları, enine çizgiler meydana getiren kas hücreleri ve bunların arasındaki bağdokusundan meydana gelmişlerdir. Bu nedenle çizgili kas olarak da bilinir. İskelet kası istenilen hareketin yapılmasını sağlar. Boyun, kol, bacak, göz, dudak, solunum ve dışkılama gibi hareketler
bu kaslar sayesinde yapılır.
Resim
2.3: İskelet kası
Kaslar, iskelete başlangıç ve yapışma yerlerinden bağlanır. Her kasın en az bir başlangıç, bir de yapışma yeri vardır. Başlangıç yeri, kas kasıldığı zaman durumu değişmeyen uçtur. Örneğin kol ve bacak kaslarında başlangıç yerleri, genellikle gövdeye en yakın uçlardır. Yapışma yerleri ise, kas kasıldığı zaman hareket eden uçtur. Kol ve bacak kaslarında yapışma yerleri genellikle bedene en uzakta olan uçlardır, brakiyo-radiyal
kas, kol kemiğinin (humerus) alt bölümünden başlar ve ön kolun döner kemiğinin (radius) alt bölümüne yapışır. Birden fazla kasın demet şeklinde bağlanması gerektirdiği yerlerde “tendonlar”lar (kas kirişi) oluşur ve kas bunlarla
kemiklere tutunur. Bazı kasların birden çok başlangıç ya da yapışma yeri vardır. İskelet kasının yüzeyini ince bir zar kaplar ve buna akzar denir. Kasların sert yerlerde
kolay kaymalarını sağlamak için kasların kemik çıkıntılarına denk gelen yerleri altında kaygan ve içi sıvı dolu yastıklar bulunur. Kas tonusu, kasların dinlenme durumundaki gerginliğidir. Bütün kaslar tonusta olduğu zaman vücudun normal duruşu sağlanmış olur.
2.2.
Görevlerine Göre Kaslar
Kaslar görevlerine göre sınıflandırılabilir. Uzaklaştırıcı (abductor) kas,
vücudun bir bölümü bedenin orta çizgisinden uzaklaştıracak biçimde
hareket ettirirken, yaklaştırıcı (adductor) kas, bu bölümün orta çizgiye doğru hareket etmesini
sağlar. Delta kası (m. deltoideus) omuz ekleminin büyük bölümünü örten
üçgen biçiminde bir kastır; kasıldığı zaman kolu bedenden uzaklaştırır. Göğüs büyük kası (m. pectoralis major)
yaklaştırıcıdır; kasıldığında kolu bedene geri çeker.
Bükücü kas (flexör), ekleme bükülme hareketini
yaptıran , gerdirici
(extensör) kas, eklemi açarak düzleştiren kastır. Kol iki başlısı (biceps) en çok
bilinen bükücüdür; ön kolu büker, yani dirsek eklemini eğerek ön kolu kol
üzerine getirir. Bu kas kasılınca, kolda gençlerin göstermekten hoşlandığı bir şişlik (pazu) oluşur. Kol üç başlısı (triceps) dirsek eklemini doğrultarak ön kolu açar. Öteki kas çeşitleri, kaldırıcı (levatör) kaslar, indirici (depressör) kaslar ve çeşitleridir. Büzücü
(konstrüktör) ve genişletici (dilatatör) kaslar, gözbebeği, midenin ince bağırsağa açıldığı bölümü (pylor) ve makat (anüs) gibi açıklıkları çevirir. Büzücü kaslar, açıklığın çapını daraltır ya da kapatır. Genişletici kaslar açıklığı genişletir ya da tümüyle açarlar. Döndürücü (rotatör) kaslar, bedenin
bir bölümünü kendi ekseni çevresinde döndürür. Dıştan içe döndürücüler
(pronatör) içe ve aşağıya; içten dışa döndürücüler (supinatör) ise dışa ve yukarıya çevirir.
Bazı kasların birden çok işlevi vardır. Korako-brakiyal kas kolun hem bükücü, hem de yaklaştırıcısı, baldır ön kası (tibialis anterior) ise, ayağın hem dışa döndürücüsü, hem de bükücüsüdür.
2.2.1.
İnsan Kas Anatomisinin Ön Görünüşü
Resim 2.4: insan kas anatomisinin
ön görünüşü
2.2.2.
İnsan Kas Anatomisinin Arka Görünüşü
Resim
2.5: İnsan kas anatomisinin arka görünüşü
2.3.
Baş Kasları
Baş kasları, yüz kasları ( musculi faciales) ve çiğneme kasları olmak üzere iki grupta incelenir. Çene eklemi baş bölgesindeki tek
hareketli eklem olup alt çenede kemiğe ve eklemlere etki ederek ağzın açılıp kapanmasını sağlar ve böylece çiğnemeye etki ederek besinlerin öğütülmesinde görev alır. Eklemin hareketlerini, ( M. Masseter, M. Temporalis ) çiğneme kasları sağlar. Ağız iç kısmını oluşturan kaslar ise dil kemiği üstü (Hyoid üstü kaslar) kaslarıdır. Dil kemiği altı kasları ise boynun ön kısmında deri ve kas zarının altındadır.
Resim
2. 6: Baş kasları
2.4.
Boyun Kasları
Boyun ile alt çene arasında ince ve yassı şekilde bulunan
kaslar, ağız tabanını oluşturur. Boynun ön ve arka kısmında uyum içinde çalışan birçok kas vardır. Bu kaslar boynun normal dönüşünü ve hareketini sağlar. Boynun ön kısmındaki altı kastan en büyüğü (M. Sternocleidomastoideus) boyun ön duvarını kaplar ve başın sağa sola hareket
etmesinde görevlidir. Bu kaslar iki taraflı olarak kasılırlarsa başı geriye çeker, tek
taraflı kasılmada ise başı kasılan tarafa çevirir.
2.5. Mimik Kasları
Yüz ifadesinin oluşumunu mimik kasları sağlar. En önemli mimik kasları yüz çevresinde, dudaklarda ve yanaklarda bulunur.
Bir uçları ile yüz kemikleri ve
kıkırdaklara, diğer uçları ile deriye tutunmuş olarak bulunan 19 adet mimik kasından başlıcalarının görevi ağız çevresi (Orbicularis Oculi), göz kapağı (Orbicularis Oculi
), alın (Frontalis) ve
gülme (Zygomaticus) hareketleri ile yanak yapısını oluşturup üflemeyi
(Buccinatorius) sağlamaktır.
Resim
2.7 : Mimik kasları
Resim
2.8: Alın kası Resim
2.9: Kaş üzerini kırıştıran
kas
Resim
2.10: Elmacık kemiği
kası Resim 2.11: Ağız
çevresi kası
Resim
2.12 : Ağız köşesini
aşağı çeken
kas
2.6.
Sırt Kasları
Sırt kasları; yüzeysel ve derin sırt kasları olmak üzere iki gruba ayrılır. Derin kaslar, omurları birbirine bağlayan kaslardır. Omurganın sağ ve sol tarafındaki enlemesine uzanan çıkıntılar ile kaburgalar arasındaki boşlukları doldurur. Derin sırt kasları, uzun lifler halinde kuyruk sokumu ile baş arasındaki tüm omurga
boyunca sıralanır. Gövdenin dik
durması ve dengede kalmasını sağlar. Omura bitişik kaslar çok kısadır ve yalnızca omurlar arasında yer alır. Derin sırt kasları, iki taraflı kasıldığında omurgayı ve gövdeyi geriye doğru çeker.
Yüzeysel kaslar: m.
trapezius, sırtın en yüzeysel kasıdır. Scapulayı (kürek kemiği) ve omzu yukarı ve içe çeker. Ayrıca scapulayı aşağı doğru çeker ve orta hatta yaklaştırır. Kolun baş üzerine kaldırılmasında diğer kaslara yardımcı olur. m. latissimus dorsi, bel ve üst sırt kasıdır ve tüm beli kaplar. Kolun kuvvetli abdüktorüdür ( orta çizgiden
uzaklaştırma), öne ve yukarı kalkmış olan kolu aşağıya ve arkaya çeker. Kol yukarıda sabit şekilde ise gövdeyi yukarı çeker. m. rhomboideus major ve m. rhomboideus minör kasları scapulanın ( kürek kemiğinin) iç kenarını içe doğru çeker. m. levator scapula boynun arka dış kısmındadır ve scapulayı içe ve yukarı çeker. İki taraflı kasıldığında boynu arkaya çeker.
Resim
2.13 : Sırt kasları
2.7.
Karın Kasları
Karın boşluğunun arka, yan ve ön duvarını kaplayan üst üste gelmiş yassı ve geniş kaslardır. Gövdenin sağa sola dönmesini, insan vücudunun hareketli, esnek olmasını sağlar ve karın boşluğundaki iç organları korur. M. rectus abdominis (karın kası), karın bölgesinin arka duvarını sınırlar. Bu kas tek taraflı kasıldığında gövdeyi kasıldığı yöne eğer. Omurganın bel kısmında, her iki yanda bulunan kaburgalarla pelvis kemiği arasındaki açıklığı kapatan ve karın yan duvarını kaplayan kaslar m. obliguus externus abdominis ( çapraz )
kaslardır.
Gövdenin dışa döndürülmesini sağlar. Gövde dış yanında yer alan 1. ve 9. kaburgaların ön dış yüzeylerini kaplayan kastır. Kolların öne çekilmesini ve aşağıya doğru bastırılmasını sağlayan m.serratus anterior (dişli ) kastır.
Resim
2.14: Karın kasları
2.8.
Göğüs Kasları
Vücut ön kısmında önden arkaya üst üste duran ve göğüs kabartısını oluşturan iki kas bulunur. Göğüs kafesinin ön kısmıyla kol kemiği arasında yer alır ve kasıldıklarında kolu öne ve içe doğru çeker. Ayrıca bu bölgede kaburgaların arasını dolduran kaslar, solunuma yardımcı olur. Bunların en önemlisi büyük göğüs kası ( m. pectoralis majör) ve küçük göğüs kasıdır (m. pectoralis minör).
Resim
2.15: Göğüs ve omuz kasları
2.9.
Omuz Kasları
Omuz kasları toplam 6 adettir ve tümü kürek kemiği ile kol kemiği arasında yer alıp omuz kuşağının yapısına katılarak omuz ekleminin hareketliliğini sağlar. Omuza şeklini veren ve kol hareketini sağlayan en önemli kas,
m. deltoideus kasıdır. Omuzun kabarıklığını oluşturur ve 3 parçadır. Ön parça köprücük kemiğinden, orta ve arka parçaları kürek kemiğinin üst kısmından başlar ve bu parçalar birleşerek tendonla humerusun dış kısmına bağlanır. Kasın ön lifleri, içe dönme ve kolu vücuda yaklaştırma, orta lifleri
kolu yana yukarı kaldırma ve arka lifleri dışa dönme ile kolu geriye çekme hareketlerini yaptırır.
Resim
2.16: Omuz kasları
2.10.
Kol Kasları
Kolun ön pazu kısmında üç adet, arkada ise bir adet kas vardır. Kasıldığında dirseğin bükülmesini sağlayan m. biceps brachi iki başlıdır ve pazu kası adını alır. Pazu kasının altında yer alan diğer kaslar ise pazu kasının yardımcısıdır ve dirseği büker. Kolun arka kısmında yer alan, m. triceps brachi üç başlı tek kastır ve dirseğin gerdiricisidir. Ön kolu kaldırmak için iki başlı kas kasılıp kısalırken üç başlı kas gevşer, ön kol indirilirken tersi olur.
2.11.
Ön Kol Kasları
Ön kolda el ve parmak hareketlerini sağlayan ince, yassı ve uzun 19 adet kas
vardır. Ön kolun iç tarafındaki kaslara fleksör (büken) kaslar denir. Ön kolun dış kısmında bulunan kaslar ise ekstensör (gerdiren, düzelten)
kaslardır. Bu kaslar
sayesinde el ve parmaklar
kapanır, açılır ve avucun yukarıya çevrilmesi sağlanır.
2.12.
El Kasları
El kasları yalnızca avuç içinde bulunur. Dört kas başparmak tarafında ve başparmak hareketiyle ilgilidir. Küçük parmak tarafında da üç adet kas
bulunur. Avuç içi kabarıklığını oluşturan bu kaslar dışında avuç ortasında çok ince tendonlara ve kemiklere karışmış kaslar da vardır. Bunun yanı sıra el tarağı kemiklerinin arasını dolduran ve basit hareketler yaptıran kaslar vardır.
Resim
2.20: El kasları
2.13.
Kalça Kasları
Kalça kasları, ön ve arka kaslar olmak üzere iki grupta incelenir.
Kalçanın ön tarafında üç adet kas bulunur. Bunlar m. psoas major, uyluğa fleksiyon ( bükme) ve dış rotasyon (döndürme) yaptırır. m. psoas minör zayıf olarak gövdeyi öne büker. M. iliacus, uyluğun en kuvvetli
fleksorüdür (bükücü) ve ayrıca dış rotasyon ( döndürme) yaptırır.
Resim
2.21: Kalça kasları
Kalçanın arka tarafında dört adet kas bulunur. Bunlardan m. gluteus maximus, uyluğun en kuvvetli ekstensörüdür (düzeltici) ve uyluğa rotasyon (dönüş) yaptırır. m.gluteus medius, uyluğun en kuvvetli
abdüktorüdür (orta çizgiden uzaklaştırma ) ve iç rotasyon (döndürme) yaptırır. m. gluteus
minimus, uyluğa abdüksiyon ve iç rotasyon yaptırır. m.tensor fascia latae, uyluğa abdüksiyon ,
fleksiyon ve iç rotasyon yaptırır.
Resim
2.22 : Kalça kasları
Resim
2.23: Kalça kasları
2.14.
Uyluk Kasları
Uyluk kasları bulundukları bölgelere göre, ön iç ve arka grup kaslar olarak üçe ayrılır.
2.14.1.
Uyluk Önü
Uyluk önünde bulunan m. sartorius kası vücudun en uzun kasıdır. Uyluğa ve bacağa fleksiyon (bükme) yaptırır. M. quadriceps
femoris, dört kasın birleşiminden oluşan ( m. rectus femoris, m. vatus lateralis, m. vatus
medialis, m.intermedius) uyluğun ön ve yan taraflarını dolduran geniş ve kalın bir kas olup bacağın en kuvvetli extensör (düz) kasıdır. M. articularis genus, küçük bir kastır. Dizin extensiyonu
(düz hale geliş) esnasında toplanan synovial (eklem sıvısından oluşan) kılıfı yukarı çekerek eklem aralığına girmesini önler.
Resim
2.24: Uyluk önü kasları
2.14.2.
Uyluk İç Yanı
Uyluğun iç kısmında bulunan kaslar, m. pectineus uyluğa addüksiyon (orta
çizgiye yaklaştırma) ve fleksiyon (bükme) yaptıran kaslardır. m. gracilis, uyluğun iç yüzeyinde bulunan en yüzeysel kastır ve uyluğa addüksiyon, bacağa fleksiyon yaptırır. m. addüctor longus, m. addüctor
brevis uyluğa adducsiyon yaptırır ve m. addüctor magnus uyluğun en kuvvetli addüctor (orta çizgiye yaklaştıran ) kasıdır.
Resim
2.25: Uyluk iç yanı kasları
2.14.3.
Uyluk Arkası
Uyluk arkası kaslarına hamstring kaslar denilmektedir. Bu grupta üç adet kas bulunur.
Bu kaslardan, M. biceps femoris iki başlı kastır, bacağa fleksiyon (bükme)
ve bir parça da
rotasyon (döndürme) yaptırır. M.
semitendinosus ve M. semimemebranosus kasları uyluğa
extensiyon (düzleme), bacağa fleksiyon ( bükme)
yaptırır.
Resim
2.26: Uyluk arkası kasları
2.15.
Alt Bacak Kasları
2.15.1.
Bacak Ön Kası
Bacak ön kasında, m. tibialis anterior kası ayağın en kuvvetli ekstensorudur (doğrultucu kas).Ayak kubbesinin korunmasında rol alır. M. extensor
hallucis longus kası ince bir kastır. Başparmağa ektensiyon (düz duruma geçme) yaptırır. Ayrıca ayağa ektensiyon ve biraz addüksiyon (orta çizgiye
yaklaştırma) yaptırır. M. extensor dıgıtorum longus bacağın ön ve dış tarafında bulunur. Başparmak hariç diğer 4 parmağa ekstensiyon yaptırır. M. peroneus (fibularis) tertius kasının parmağa etkisi yoktur. Ayağa ekstensiyon ve abdüksiyon yaptırır.
2.15.2.
Bacak Arkası Kasları
Bacağın arka tarafındaki fleksör (bükücü) kaslar, yüzeysel ve derin olmak üzere 2 grupta incelenir. Bacağın yüzeysel fleksör
kasları , “m.
gostrocnemius ve m. Soleus” tur. Her ikisine birden m.triceps surae denir.
m. gostrocnemius, bacağın arka tarafındaki kabartıyı oluşturan “triceps surae” nin yüzeysel bölümünü meydana getirir. Caput
laterale ve caput mediale olmak üzere 2 başlıdır. “m. soleus ,
m. Gostrocnemius” un derininde bulunur ve daha geniştir. m. triceps
surae, ayağın en kuvvetli fleksör kasıdır. Bacağın derin fleksör kaslarından olan m. popliteus küçük, ince ve yassı bir kastır. Bacağa fleksiyon yaptırır. Bacak fleksiyon durumunda ise biraz içe rotasyon yaptırır. Ancak kas küçük olduğu için hareketler zayıftır. M. flexor hallucis longus kası bacağın arka yüzünde derinde fibula tarafında bulunan kastır. Başparmağa ve ayağa fleksiyon yaptırır. M. flexor digitorum
longus, bacağın arka yüzündeki derin fleksörlerin tibia tarafında olanıdır. Başparmak hariç diğer 4 parmağa daha sonra da ayağa fleksiyon yaptırır. Daha zayıf olmak üzere m. flexör hallucis longus gibi
yürüme esnasında gövdenin ileri
itilmesinde etkilidir. M. tibialis
posterior, bacağın derin fleksörlerinden olup m. flexor hallucis longus ile M. fleksor digitorum
longusun arasında yer alır. Ayağın supinatörü (döndürücü) ve addüktörüdür (yaklaşma).
Resim
2.27 : Bacak arkası ve dış
yanı kasları
2.15.3.
Bacak Dış Yanı Kasları
Bacağın dış tarafında M. peroneus (fibularis) longus ve M. peroneus brevis kasları bulunur. M.peroneus (fibularis) longus, bacağın dış tarafında ve “M. peroneus
brevis” in yüzeyinde bulunur. Ayağın içe ve dışa hareketini sağlar. M. peroneus
brevis, “m.peroneus longus” un derininde bulunur. Bu kas, diğer kasların koruyucu etkisi
ortadan kalkınca ayak kubbesini çökertici etki gösterir.
2.16.
Ayak Kasları
Ayak tarağı kemiklerinin arasını dolduran, ayak tabanını şekillendiren çok küçük kaslardır ve ayak ön yüzü, ayak tabanı kasları olmak üzere 2 gruptur. Ayak ön yüzeyi kaslarının görevi, ayak parmaklarını yukarı kaldırmak, ayak tabanı kaslarının görevi ise ayakaltı kemerini sağlamlaştırmaktır. Ayak tabanında 4 tabaka halinde 15 taban kası vücut ağırlığını taşımakla görevlidir.
Resim
2.28: Ayak kasları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.